Allah: Kâinatta var olan her şeyi yaratan, koruyan, tek ve yüce varlık, Tanrı. TDK
Bir çok insanı yanılgıya düşüren, geldikleri yaşa kadar biriktirdikleri bilgilere dayanarak tanrı ve Allah kavramının aynı olduğu kanısına varmalarıdır. Bazı insanlar tanrı denen insan üstü bir devasa gücü kabul etmekte, bazıları bu kavramın insan zihninin bir ürünü olduğuna inanmaktadırlar
Herhangi bir tanrı ( ve ya yaratıcı ) ya inanmayan ( ateist ) insanların bu yanılgıya düşmelerindeki ana sebep yaratıcıyı insanımsı aciz bir varlık olarak düşünmeleri, dünyada olup biten bütün kötülükleri , kargaşayı ona atfetmeleri, tanrının bu kötülük ve ya kaosa neden müdahale etmediği düşüncesidir. Tanrı denen şey varsa şayet kötülükler olmaz, olamaz, tanrı var sa şayet herşey onların tabiriyle güllük gülistanlık olmalı, bütün kötülüklere ve kargaşaya anında müdahale etmelidir.
Aslında bu tip tanrı düşüncesi sistemi basitçe,süpermene benzer bir varlık, kulakları gözleri çok keskin, birisi yardım istediğinde süpermen gibi uçarak olay yerine gelip olumsuz bir olaya anında müdahale etmelidir...
Reel hayatta süpermen hayali bir kahramandır. Böyle uçan kaçan insani bir varlık yoktur. Buna benzer bir kurtarma olayı görmediklerinden ve ya göremediklerinden, sadece filmlerde olduğundan, tanrı denen bir şeyin ;(aslında yaratıcıyı kasten ) olmadığına kanaat getirirler. Buraya kadar tespitleri doğrudur..Yanlış anlaşılmasın; doğru olan süpermenimsi bir tanrının olmadığıdır..
Deistler de tanrı denen şeye inanırlar ama, tanrı diye inandıkları şeyin ne insana, ne kainata , ne olaylara herhangi bir müdahalesi yoktur.Tanrı kainatı yaratmış, sonrasında başka bir şey yapmamıştır.Sadece vardır.. O kadar..Ne insanlara yaptıkları kötülükler karşısında ceza verir ve ya verecektir ya da yaptıkları iyilikleri ödül ile mükafatlandırır. O zaman tanrı ( aslında bir yaratıcı ) nın olduğunu kabul etmek ile etmemek arasında ne fark vardır?
İşin enteresan tarafı kendini deist olarak tanımlayan insanların bazıları da tanrının vereceği ceza ya da ödülün olduğunu söylemekte, lakin nasıl birşey olduğu konusunda, insan aklının almayacağı düşüncesine sahiptirler.Yaratıcıyı kabul ettiklerinde, tanrı denen şeyi tasvir etmekte zorlanırlar.Nedir? Nasıldır ? Şekli şemali nasıldır ?Nerededir? Ne zamandan beri vardır? Madem böyle bir yaratma işine girişmiş neden kötülüğe sebep olanlara ceza ve ya kendisine inanan insanlara ödül vermemiştir ve ya vermeyecektir? Tamanen ironik bir durum.Aslında bu düşünce sistemine göre tanrı var mıdır?
Genel olarak düşünsel tanrı kavramı, süper güçlere sahip maddesel bir tanrı olduğundan, ateizmin temel felsefesi bu maddeyi göremediklerinden, herhangi duyu organı ve ya aletler yardımıyla tecrübe edemediklerinden direk inkar yoluna, deizmin felsefesi de böyle bir madde var lakin, insan aklını hayalini zorlayan bir dağ gibi, belki kainatta bir yerlerde öylece oturup duran devasa bir madde olduğu sonucuna ulaştırır.
Sonuç olarak şu var.. İnsanlar inansın ve ya inanmasın tanrı ( ve ya yaratıcı ) düşüncesi insan zihnini meşgul etmektedir. İster çevresinde ailesinde bu tanrı, Allah, yaratıcı gibi kavramları duyarak büyümüş olsun ve ya bu kavramın hiç konuşulmadığı bir yerde büyümüş ve akli olgunluğa erişmiş olsun...
Allah nedir peki?
Aslında bu sorunun cevabını insan aklı almaz alamaz. Kesin bir tarif yapamaz.İnsanın aklına gelen her şeyden ama herşeyden münezzehtir. İzah edilemez..
Peki bir tanrı varsa şayet nasıl bir özelliğe sahip olmalı?
Tek güç ve kudret sahibi olmalı,her şeye gücü yetmeli, her şey ondan sorulmalı, her şeyi görüp işitmeli, konuşmak için kelimelere ihtiyaç duymamalı, görmek için gözlere ihtiyacı olmamalı, duymak için kulaklara ihtiyaç olmamalı, başlangıç ve sonu olmamalı, kötülük yapanlara ceza kendine inanıp iyilik yapanlara ödül vermeli vs. vs. vs...
İnsanların aslında bu özelliklere sahip tanrı dedikleri varlığın adı Allah tır..
Peki bunu nereden biliyoruz? Kur-an'ı Kerimden... Bir en doğruyu söyleyen olmalı..Birine ya da bir şeye itimat etmelisiniz. Deist ateist ya da panteist düşünceye sahip insanlar diyebilirlerki "biz Kuranı kerime inanmıyoruz, safsata olduğuna inanıyoruz ve ya Hz. Muhammed'in yazdığı bir kitap olduğuna,ya da Sümerlerden kalma dinsel tabletlerden günümüze kadar gelen hurafeler, mitolojik hikayeler olduğuna inanıyoruz."Olabilir tabi. Sonuçta böyle birşey olmadığına inanıyorsunuz.
O zaman deizm felsefesi olarak bir net tanrı tanımı yapmanız birbirlerinizin fikirleri ile çelişmemeniz gerekmez mi?Kimi deistlere göre Allah ın adı tanrı dır,hatta yüce tanrıdır, kimine göre öldükten sonra dirilme vardır lakin alınacak ödül ve ya cezayı insan aklı alamaz, kimine göre tanrı vardır ödül ve ceza yoktur ( cennet ve ya cehennem ) o kadar...
O zaman ateizm felsefesi olarak karşısına başka bir veri ile gelmeniz ve yine ateistler olarak fikir biriliği içinde olmanız gerekmez mi? Kimi ateistlere göre hayat uzaydaki bir yıldızdan gelmiştir, kimine göre sadece olumlu tesadüfler zinciridir, kimine göre herşey bilimle açıklanabilir, kimine göre evrimdir...
Yani deizm ve ateizm düşüncesine sahip düşünce sisteminde kendi aralarında ortak bir deizm ve ortak bir ateizm fikri yoktur.
Yoksa Yunan mitolojisindeki gibi aşk tanrısı ateş tanrısı, bilmem ne tanrısı , okul çağlarında çocukların dalga geçtiği gibi kalem traş tanrısı, kalem kutusu tanrısı gibi maddesel bir tanrı yanılgısına düşer, gökte herhangi bir yerde kös kös oturan, kendi işleriyle uğraşan , arada bir dünyadaki işlere ne lup bitiyor diye göz atan, işine geleni önleyen, işine geleni kendi haline bırakan bir tanrı kavramı arasında sıkışıp kalırsınız...
Peki nedir Allah? şahsen bunu kendim bir yazar olarak açıklayamam.Lakin Kuranı Kerimde özellikle İhlas suresinde açıklandığı kadarıyla ve okuma yazma bilen ve hayal gücü yeterince gelişmiş insanların tanıyabilmesi için ismi Allah olan varlık kendisinden şu şekilde bahsetmiştir...
112/İHLÂS-1: De ki: O’dur, O Allah’tır; Mutlak Bir’dir.
112/İHLÂS-2: Allah, Samed (Kendisi hiçbir şeye muhtaç olmayan, fakat ezelde ve ebedde her varlığın Kendisine muhtaç olup, Kendisine sığındığı Zât)tır.
112/İHLÂS-3: Doğurmamıştır, doğurulmamıştır.
112/İHLÂS-4: Ve O’na denk, O’nunla mukayese edilebilecek hiçbir şey yoktur.
Ayrıca Nur suresi 35. ayette de kendini tasvir eder..Neye benzediğini...Lakin insan zihninin oluşturduğu kişiden kişiye değişir.Ben aşağıda anlatılan kristal kelimesini kaşıkçı elmasına benzetirim sen pırlanta yüzüğe...
Allah, göklerin ve yerin Nûru’dur. O’ nun nûru, şöyle bir misalle anlatılabilir: İçinde lamba bulunan bir fanus; lamba kristal bir cam içinde; kristal de sanki inciden bir yıldız. Lamba, doğuya da batıya da ait olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından yakılıyor; öyle ki, yağı daha ateş değmeden hemen kendiliğinden ışık veriverecek. Nur, yine nur. Allah, kimi dilerse onu nûruna iletir. Allah, (gerçeği anlamaları için) insanlara böyle misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Ayrıca Nur suresi 35. ayette de kendini tasvir eder..Neye benzediğini...Lakin insan zihninin oluşturduğu kişiden kişiye değişir.Ben aşağıda anlatılan kristal kelimesini kaşıkçı elmasına benzetirim sen pırlanta yüzüğe...
Allah, göklerin ve yerin Nûru’dur. O’ nun nûru, şöyle bir misalle anlatılabilir: İçinde lamba bulunan bir fanus; lamba kristal bir cam içinde; kristal de sanki inciden bir yıldız. Lamba, doğuya da batıya da ait olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından yakılıyor; öyle ki, yağı daha ateş değmeden hemen kendiliğinden ışık veriverecek. Nur, yine nur. Allah, kimi dilerse onu nûruna iletir. Allah, (gerçeği anlamaları için) insanlara böyle misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder