22 Ekim 2018 Pazartesi

DUAYA İCABET VE DÜZEN

Sorarlar şimdi" E hani Allah bütün dualara icabet ediyordu. Neden benim dualarıma icabet etmiyor?"
Sonrası tam bir umutsuzluk ve inkar. Bu soru tamamen kainat sistemini ve Allah' ı yanlış tanımaktan kaynaklanan bir soru. 

Şayet Allah bütün dualara aynı anda cevap verseydi dünya işin içinden çıkılmaz bir hale gelir ve ya illüzyonik bir yaşam tarzı ortaya çıkardı.
Nasıl mı?

Basit bir örnek.
Örneğin bir ev satın almak istiyorsunuz. Aynı anda aynı evi beş kişi de aynı anda satın almak istiyor. ve kendince Allah' dua ediyor. "Allahım bu evi bana nasip eyle diye" Bu beş kişiden ayrı bir yatırımcı da apartmanı satın alıp kiraya vermek istiyor. Diğer bir müteahhit te apartmanı içinde bulunduğu arsayla beraber satın alıp bir alışveriş merkezi yapmak isiyor. Belediye yönetimi de o semtte bulunan benzer apartmanları yerinden kaldırıp oraya bir şehir parkı kurmak istiyor.

Şayet bu ev sahibi olmak isteyen beş kişinin, apartmanı alıp kiraya vermek isteyen bir yatırımcının , arsasıyla birlikte satın alıp alış veriş merkezi yapmak isteyen bir müteahhitin ve de belediyenin aynı anda dualarının Allah tarafından kabul edilmesini istiyorsanız o zaman ortaya illüzyonik bir durum ortaya çıkar. Bilim kurgu filmlerindeki gibi.
Şöyle olması gerekir , bütün herkesin aynı anda dualarının kabul edilmesi durumunda
* Aynı anda aynı evi beş kişi satın alacak
* Aynı anda aynı evin içinde beş ayrı aile yaşayacak
* Bununla beraber apartman da komple kiraya vermek isteyen kişi tarafından alınmış olacak
* Evi satın alıp sahibi olanlar aynı anda hem kiracı hem ev sahibi olacaklar
* Apartman aynı anda satılıp, yıkılıp üzerine bir alışveriş merkezi yapılacak
* Belediye de aynı anda aynı araziye bir şehir parkı yapacak.

Yani aynı anda hem aynı evin sahibi hem aynı evin kiracısı olacaksınız,ve kiracısı olduğunuz ev yıkılacak, yerine alışveriş merkezi yapılacak, ama sizin eviniz duracak, aynı zamanda alışveriş merkezi de yıkılıp aynı anda aynı arazide bir şehir parkında hem yıkılıp hem yıkılmamış, içinde hem kiracı hem ev sahibi olduğunuz ve beş aileyle birlikte yaşayacaksınız.

Böyle bir durum kainatın kurulu düzenine aykırıdır.

E o zaman dua nın ne anlamı var?

Kainat düzeninde en basit anlatım tarzıyla sebep sonuç ilişkisine göre duanız kabul olabilir.

Örneğin bu beş kişinin sahip olmak istediği ev sırayla birbirlerinin olabilir. Biri evi satın alır, işleri yürümez evi satmak zorunda kalır, diğer kişi o evi satın alır. Bu kişinin tayini çıkar evi satmak zorunda kalır. Diğer kişi satın alır. Bu kişi komşularla geçinemez mahalleden memnun kalmaz evi satar. Başka biri o semte taşınmak zorunda kalır o evi satın alır. Apartmandaki bütün evler satılıktır. Yatırımcının biri gelir binayı satın alıp kiraya verir. Bir süre sonra yatırımcı başka bir yatırım ihtiyacı için apartmanı satmak zorunda kalır. Müteahhit hesabına geliyorsa bu araziyi satın alıp yıkar. Yerine avm yapar. Avm nin işleri iyi gitmez. bölgedeki işlek yaşam başka bir bölgeye kayar. İnsan sayısı azalır. Belediye bir karar alır. Bu bölgedeki binaları yıkar.
Ve şehir parkı kurulur.

Düzeni anlamak lazım.

Kainatta her şey birbiriyle ilintilidir, kainat tektir, herkes ve her şey bu sistemin küçük ve ya büyük bir parçasıdır.

Lakin sebepleri de ortadan kaldıracak O' dur?

KARŞILIK

İnsan çalıştığının karşılığını mı alır?


Çalıştığının karşılığı kazandığı ücret, para aslında nedir? Neyi ifade eder?Aslında bir süre verilen fikri ve ya bedeni emek karşısında eline geçen para denen kağıt parçaları neyi ifade eder? Yaptığın iş karşılığı eline , el ile çizilmiş ve ya renkli fotokopi ya da bilgisayar çıktısı ile üretilip çoğaltılmış ve , verenin " bak kardeşim bu da para " diye nitelendirdiği bir kağıt tutuşturulduğunda  alacak mısın verilmek isteneni? Yoksa "Kardeşim sen benle dalgamı geçiyorsun?" " Güzel şakaydı" deyip verilmek isteneni aynen geri mi iade edeceksin ? Bununla beraber suç duyurusunda mı bulunacak ve ya görmemezlikten mi geleceksin?
Suç olan sahte para mıdır yoksa sahte paranın bile veremeyeceği sıfır değeri midir?

Verdiğin emek karşılığı eline geçen, para adı verilen varlık, aslında verilen emek karşılığı alınan rahatlık, güven, sağlık, huzur, güç, mutluluk, geçim, eğlence, başarı, ev, araba, makam, mansıp, ün, şöhret, kariyer, kati yat, çorap, kıyafet, akaryakıt, ev kirası, yiyecek, içecek, zaman ve daha sayılamayan iyi ya da kötü olarak nitelendirilebilen nice soyut ya da somut şeylerin toplamı mıdır?
Ve bunlar arasında sayılan soyut şeylerin somuta dönüşmüş hali midir?
Yoksa elinize geçen sadece ve sadece darphanede basılmış bir kağıt parçasından ibaret midir?
Parayı değerli kılan darphane de basılması mı yok sa sizin emekleriniz mi ve ya sahip olmak istedikleriniz mi?

Yoksa paraya değer katan siz mi?

Ne?





HAREKET

Hareket: Bir cismin durumunu ve yerini değiştirmesi. TDK

Neye göre durum ve yer değiştirme? Her hangi bir referans noktasına göre değil mi?
Aynı araç içinde yanınızda oturan biri size göre oturuyorken, dışardan bakan birine göre hareket etmiyor mu? E hani size göre yanınızdaki kişi hareket etmiyor ya? Ne olacak şimdi?

Aynı araç ile , önünüzdeki araçtan hızlı gittiğiniz taktirde, önünüzde yol alan araç size göre geriye doğru gelmiyor mu? Ya yol kenarına durmuş , içinde sizin bulunduğunuz ve sizin önünüzdeki aracı gözlemleyen birine göre , önünüzdeki araç ileri gitmiyor mu? Hani size göre öndeki araç geri doğru geliyordu.?

Peki ya sizin ve sizin önünüzdeki aracın hızları aynıysa. O zaman öndeki aracı duruyor görmez misiniz? Ya yol kenarındaki kişi? Her iki aracı da ileri doğru gidiyor görmez mi?

Ya da sizin önünüzdeki araç sizden hızlı gidiyorsa? Önünüzdeki araç sizden daha yavaş ileri doğru gitmiş olmuyor mu? Yol kenarında sizlere bakan kişi, sizin önünüzdeki aracı sizin aracınızdan hızlı, sizi biraz daha yavaş gidiyor görmez mi?

Otobüs, taksi, bisiklet, uçak gibi bir ulaşım aracına bindiğinizde aslında gitmek istediğiniz yer sizin ayağınıza geliyor olmasın?  Aslında ulaşım araçları gitmek istediğiniz yerleri ayağınıza getiren özel bir yapıya sahip olmasın? Çünkü siz oturuyor, çevrenizde gözlemledikleriniz size göre geriye gidiyor.

O zaman hareket kavramı tamamen bir algıdan mı ibaret?

Masa üstünde duran bir vazoyu, siz vazoya bakarken bir el alıp başka bir yere götürüp, tekrar vazoyu aynı şekilde aynı yerine koysa, vazo hareket etmiş midir?

Peki ya masanın üzerindeki vazonun hareketini kendiniz şahsen görmeden, bir el alıp bir yere götürüp tekrar vazoyu aynı yerine koysa. O zaman vazoya " bu vazo hareket etmiştir" kanısıyla yaklaşabilir misiniz?

Hareket mi? Kime göre, neye göre?

Yoksa kainat aslında sabit te biz mi fark edemiyoruz?

Ya da biz duruyoruz, kainat mı hareket ediyor?

Bize göre???

Kim bilir?

VARLIK YOKLUK...

Sizi siz yapan nedir?
Görmeniz mi? Görmüyorsanız siz var , göremedikleriniz yok mu?
Duymanız mı? Duymuyorsanız siz var, duymadıklarınız yok mu?
Dokunmak mı? Dokunduklarınızı hissetmiyorsanız siz var, dokunup hissedemedikleriniz yok mu?
Koklamak mı? Koklayamıyorsanız siz var, koklayamadıklarınız yok mu?
Tatmak mı? Tadını alamıyorsanız siz var, tadını alamadıklarınız yok mu?
Ya aynı anda göremiyor, duyamıyor, hissedemiyor, koklayamiyor, tadamıyorsanız siz var, bu hisleri sizde oluşturan şeyler yok mu?
Siz bu şekilde var mısınız , yoksa yok mu?
Yoksa diğerleri var, siz mi yoksunuz?