17 Kasım 2018 Cumartesi

RUH

RUH

a. (ru:hu) 


1. Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak 

kabul ettiği öz, tin, can kuşu. 

2. En önemli nokta, öz:“Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün 

değil.” -M. Ş. Esendal. 

3. Esans: “Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını, 

bileklerini ovuşturur.” -H. R. Gürpınar. 

4. mec. Duygu: “Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk 

gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi 
ifa ediyor.” -Y. K. Beyatlı. 5. fel. Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi, 
bedenin hayat gücü.  TDK


TDK'nın Ruh üzerine yaptığı açıklama ve tanımlamalar bu şekilde.


Bir çok kişi ruhun varlığını kabul ediyor. Özellikle bilimi ön plana 

koyan kimi kişilere göre de ruh denen şeyin olmadığı kendi 
delilleriyle kabul edilmiyor. Kabul edenler nasıl bir şey olduğunu 
tarif edemiyor ya da kendince bir şeyler tarif ediyorlar ruh hakkında.


Ruhu anlatabilmek için bilinen bazı şeylerden örnek vermek gerekir. 

Başka türlü tarif ve ifade edilemez.


Ruh denen şey aslında bir çeşit enerjidir. Kainat üzerinde herhangi 

şekilde herhangi bir tarzda, herhangi bir cismaniyette şu an için 
canlılık özelliği taşıyan ve ya taşıyabilecek kıvamda olan varlıklarda, 
varlığını belli eden bir enerjidir.


Halk arasında kabul edilen şekilde örneğin her insanın ya da her 

canlının ayrı ayrı, farklı farklı ruhu yoktur. Ruh Tektir. O Teklik, farklı 
özelliklerde herhangi şekilde , her hangi bir tarzda , herhangi bir 
cismaniyette şu an için bilinen canlılık özelliği taşıyan ve ya 
taşıyabilecek kıvamda olan varlıklarda açığa çıkar.


Güncel ve anlaşılabilir örnek verilmek istenirse en basiti elektrik 

enerjisidir.


Örneğin elektrik denen şeyin varlığını bakarak anlayamazsınız. 

Elektrik ne kadar güce sahip olursa olsun, istenirse hemen baraj 
çıkışından alınan çok yüksek voltajda bir elektrik olsun, ya da bir 
bulutta yüklü olan elektrik, ya da basit bir kol saati pilinde, isterse 
duvarda sabit duran kablolarda olsun.

Bunlara bakarak bunlarda elektrik yoktur ya da vardır diyemezsiniz.



Elektriğin varlığı, kendi enerjisini açığa çıkarabilecek ortamlarda 

belli olabilir.

Örneğin bir ampulde başta ışık olmak üzere lambanın ısınmasıyla, 

televizyonlarda ekran görüntüsüyle, radyolarda ses enerjisi olarak, 
elektrikli ısıtıcılarda ısı olarak, vantilatörde pervanenin dönmesiyle, 
elektrikli araçlarda elektrik motorunun hareketiyle , ya da 
dokunduğunuzda çarpılmanızla o enerji açığa çıkar. Elektrik, varlığını 
bir şekilde bünyesiyle bütünleştiği araçlarda ısı, ışık, hareket gibi 
etkilerle kendini gösterir.

Aklınıza şu soru gelebilir belki


"Ama bahsedilen araçları kullanmadan da elektriğin varlığını 

Voltmetre ile ölçebiliriz" Doğru bir yaklaşım değil bu. Çünkü 
voltmetre denene cihazın ibresinin ve ya göstergesinin hareket ediğ 
değişmesiyle aslında elektrik enerjisinin gösterge şeklinde ortaya 
çıkmasıdır.Yani elektrik o şekilde vücut bulmuştur.

Diyebilirsiniz ki 


"Efendim ruhun varlığı ispatlanamaz, bilimsel bir şey değildir"


Bu şuna benziyor biraz.


"Sıcak ya da soğuğun varlığı ispatlanamaz"


Yani bir şeyin varlığı o şeyi ölçebilecek cihaz olmadan ispatlanamaz 

gibi bir şey..

Yani sizin soğuk olarak nitelendirdiğiniz şey aslında insanın güncel 

yaşam koşullarında normal olarak kabul edilen sıcaklığın altında 
kalan sıcaklıklardır. Sıcak olarak nitelendirilen şeyler de öyle..

Örneğin 20 25 santigrat derece normal bir sıcaklıktır. İnsanlar 

sıcaktan bunalmazlar , üşümezler. Şayet ortam bulunulan ortam 
sıcaklığı örneğin 5 santigrat dereceye düşerse bu sıcaklık soğuk 
olarak kabul edilir hemen herkes tarafından. Ya da 50 santigrat 
derece hemen herkes tarafından sıcak kabul edilir, insanlar bunalırlar 
ve terlerler.

Yani bir şeye sıcak ya da soğuk demek için ve ya kabul etmek için 

herhangi bir termometreye ihtiyaç yoktur. Ayrıca zaten 
termometreler suyun donma ve kaynama noktalarını baz alarak 
değişik sayılarda bölmelendirmelerden olmuştur. Mesela genel 
kullanılan Celcius termometresin suyun donma noktasını sıfır, 
kaynama noktasını 100 olarak belirlenmiştir.

Fahrenheit termometresi de suyun donma noktasını 32, kaynama 

noktasını 212 olarak belirlemiş tir..

Yani su Celcius termometresine göre 0 ( sıfır ) Fahrenheit 

termometresine göre 32 Fahrenheit derecede donar..

YA da benzer şekilde su Celsius termometresine göre 100, 

Fahrenheit termometresine göre 212 Fahrenheit derecede donar. 


Aslında farklı olan suyun hal değişiminin farklı olarak kabul edilmiş 

sayılarda gözlenmesidir. 

Basitçe şöyle diyelim... Su donarken su taneciklerinin titreşimi azalır, 

Bir süre sonra katı bir hal , su kaynarken su taneciklerinin titreşimi 
hızlanır, bir üsre sonra gaz bir hal alır. Termometre sadece, çeşitli 
matematiksel işlemler yapabilmek için bilim insanlarının koyduğu 
değerlerden ibarettir.T

Yani termometre olmasa da su donar ve kaynar.


Gelelim Ruh denen varlığa.Ruh denen şeyin varlığı termometredeki 

gibi herhangi bir ölçüm aletiyle ölçülemez.Uzunluk değildir ki 
metreyle, sıcaklık değildir ki termometreyle, hacim değildir ki 
litreyle, elektrik enerjisi değildir ki voltmetreyle, akım değildir ki 
ampermetreyle, ısı değildir ki kalorimetre kabıyla ölçülsün.

Ama şu çıkarımı yapabilirsiniz. 


Ruh denen şey,  canlılık özelliği taşıyabilecek olan, biyoloji bilminin 

açıklayabileceği canlılık özelliği gösterebilmenin sınırları içinde her 
türlü, cismani madde içinde varlığını belli edebilecek tek bir enerji 
çeşitidir. Varlığının delili canlılıktır. Canlılık özellik sınırına 
çıkıldığında , ruh denen şey, yani enerji, o canlı beden ile ilişkisini 
keser. Yani insan algısının dışına çıkar.


Mesela bir ampulün patlaması, telinin kopması nasıl elektrik 

enerjisinn ampulde varlığının insan algısı dışına çıkması gibi.

Ya da çok uzun süre çalışan bir vantilatörün ısınıp artık elektrik 

enerjisini hareket enerjisine çeviremeyecek olması gibi.

Elektrik enerjisi vardır, lakin bu enerji , kendisini bozuk bir ampulde 

ve ya bir vantilatörde kendisini gösteremez.

Örneğin canlılık sadece bu dünya da mı vardır ya da ruh denen şey 

sadece bu dünya ve çevresinde midir.


Şöyle basit bir deney yapacağımızı farz edelim.


Örneğin insanoğlu Mars' a gidip orda koloni kurmak için çalışıyor.


Canlılık özelliği sağlanabilecek uygun şartlar ısı , sıcaklık, yapay 

atmosfer, basınç, ve benzeri, yani canlılığın teşekkül edebileceği bir 
ortam Mars' ta da sağlanabilirse, Ruh diye nitelendirilen enerjisi 
Mars'ta da insanoğlunun fark edebileceği hale gelir. Yani yaşama..


Ya da bir tohumu canlılık için uygun şartları sağlayabilecek 

Andromeda Galaksisi içinde bir ortamda çimlenmeye bırakırsanız , 
Ruh denen enerji orda kendini belli eder.. Yani tohum canlılık 
özelliği taşır. 


Özetle Ruh TEKTİR, bu TEKLİK, farklı canlılık özelliği taşıyan 

bedenlerde farklı şekilde açığa çıkar.


Kedinin ruhuyla, köğeğin ruhu, tek hücrelilerle çok hücrelilerin, 

insanın ruhuyla maymunun ruhu, solucanın ruhuyla yılanın ruhu, çam 
ağacının ruhuyla domatesin ruhu AYNI dır.

Ruhun bu canlılık özelliği taşıyan bedenlerde gösterdiği etkiler 

farklıdır...

Ölüm denen olay, canlı denen varlığın, canlılık özelliği taşıyabilecek 

minimum ve maksimum sınırları ( optimum yaşam seviyesi ) arasına 
çıkıldığında Ruh denen enerjinin bulunduğu bedenle irtibatının 
kesilmesi olayıdır.


Ruhun varlık belirtisi canlılıktır, sadece ölçülüp sayısal değer 

verilecek bir ölçme aracı yoktur. Kim bilir.. Belki ilerde olur...