RUH
a. (ru:hu)
1. Dinlerin ve dinci felsefelerin insanda vücuttan ayrı bir varlık olarak
kabul ettiği öz, tin, can kuşu.
2. En önemli nokta, öz:Lakin oyunun ruhunu anlamak mümkün
değil. -M. Ş. Esendal.
3. Esans: Bazısı ruh koklatır, bazısı alnına sirke sürer, bazısı kollarını,
bileklerini ovuşturur. -H. R. Gürpınar.
4. mec. Duygu: Nesri gibi güzel bir ruhu olan Falih Rıfkı, Türk
gazeteciliğini bir vatan hizmeti telakki etmiş ve kutsi bir vazife gibi
ifa ediyor. -Y. K. Beyatlı. 5. fel. Bedeni etkin kılan canlılık ilkesi,
bedenin hayat gücü. TDK
TDK'nın Ruh üzerine yaptığı açıklama ve tanımlamalar bu şekilde.
Bir çok kişi ruhun varlığını kabul ediyor. Özellikle bilimi ön plana
koyan kimi kişilere göre de ruh denen şeyin olmadığı kendi
delilleriyle kabul edilmiyor. Kabul edenler nasıl bir şey olduğunu
tarif edemiyor ya da kendince bir şeyler tarif ediyorlar ruh hakkında.
Ruhu anlatabilmek için bilinen bazı şeylerden örnek vermek gerekir.
Başka türlü tarif ve ifade edilemez.
Ruh denen şey aslında bir çeşit enerjidir. Kainat üzerinde herhangi
şekilde herhangi bir tarzda, herhangi bir cismaniyette şu an için
canlılık özelliği taşıyan ve ya taşıyabilecek kıvamda olan varlıklarda,
varlığını belli eden bir enerjidir.
Halk arasında kabul edilen şekilde örneğin her insanın ya da her
canlının ayrı ayrı, farklı farklı ruhu yoktur. Ruh Tektir. O Teklik, farklı
özelliklerde herhangi şekilde , her hangi bir tarzda , herhangi bir
cismaniyette şu an için bilinen canlılık özelliği taşıyan ve ya
taşıyabilecek kıvamda olan varlıklarda açığa çıkar.
Güncel ve anlaşılabilir örnek verilmek istenirse en basiti elektrik
enerjisidir.
Örneğin elektrik denen şeyin varlığını bakarak anlayamazsınız.
Elektrik ne kadar güce sahip olursa olsun, istenirse hemen baraj
çıkışından alınan çok yüksek voltajda bir elektrik olsun, ya da bir
bulutta yüklü olan elektrik, ya da basit bir kol saati pilinde, isterse
duvarda sabit duran kablolarda olsun.
Bunlara bakarak bunlarda elektrik yoktur ya da vardır diyemezsiniz.
Elektriğin varlığı, kendi enerjisini açığa çıkarabilecek ortamlarda
belli olabilir.
Örneğin bir ampulde başta ışık olmak üzere lambanın ısınmasıyla,
televizyonlarda ekran görüntüsüyle, radyolarda ses enerjisi olarak,
elektrikli ısıtıcılarda ısı olarak, vantilatörde pervanenin dönmesiyle,
elektrikli araçlarda elektrik motorunun hareketiyle , ya da
dokunduğunuzda çarpılmanızla o enerji açığa çıkar. Elektrik, varlığını
bir şekilde bünyesiyle bütünleştiği araçlarda ısı, ışık, hareket gibi
etkilerle kendini gösterir.
Aklınıza şu soru gelebilir belki
"Ama bahsedilen araçları kullanmadan da elektriğin varlığını
Voltmetre ile ölçebiliriz" Doğru bir yaklaşım değil bu. Çünkü
voltmetre denene cihazın ibresinin ve ya göstergesinin hareket ediğ
değişmesiyle aslında elektrik enerjisinin gösterge şeklinde ortaya
çıkmasıdır.Yani elektrik o şekilde vücut bulmuştur.
Diyebilirsiniz ki
"Efendim ruhun varlığı ispatlanamaz, bilimsel bir şey değildir"
Bu şuna benziyor biraz.
"Sıcak ya da soğuğun varlığı ispatlanamaz"
Yani bir şeyin varlığı o şeyi ölçebilecek cihaz olmadan ispatlanamaz
gibi bir şey..
Yani sizin soğuk olarak nitelendirdiğiniz şey aslında insanın güncel
yaşam koşullarında normal olarak kabul edilen sıcaklığın altında
kalan sıcaklıklardır. Sıcak olarak nitelendirilen şeyler de öyle..
Örneğin 20 25 santigrat derece normal bir sıcaklıktır. İnsanlar
sıcaktan bunalmazlar , üşümezler. Şayet ortam bulunulan ortam
sıcaklığı örneğin 5 santigrat dereceye düşerse bu sıcaklık soğuk
olarak kabul edilir hemen herkes tarafından. Ya da 50 santigrat
derece hemen herkes tarafından sıcak kabul edilir, insanlar bunalırlar
ve terlerler.
Yani bir şeye sıcak ya da soğuk demek için ve ya kabul etmek için
herhangi bir termometreye ihtiyaç yoktur. Ayrıca zaten
termometreler suyun donma ve kaynama noktalarını baz alarak
değişik sayılarda bölmelendirmelerden olmuştur. Mesela genel
kullanılan Celcius termometresin suyun donma noktasını sıfır,
kaynama noktasını 100 olarak belirlenmiştir.
Fahrenheit termometresi de suyun donma noktasını 32, kaynama
noktasını 212 olarak belirlemiş tir..
Yani su Celcius termometresine göre 0 ( sıfır ) Fahrenheit
termometresine göre 32 Fahrenheit derecede donar..
YA da benzer şekilde su Celsius termometresine göre 100,
Fahrenheit termometresine göre 212 Fahrenheit derecede donar.
Aslında farklı olan suyun hal değişiminin farklı olarak kabul edilmiş
sayılarda gözlenmesidir.
Basitçe şöyle diyelim... Su donarken su taneciklerinin titreşimi azalır,
Bir süre sonra katı bir hal , su kaynarken su taneciklerinin titreşimi
hızlanır, bir üsre sonra gaz bir hal alır. Termometre sadece, çeşitli
matematiksel işlemler yapabilmek için bilim insanlarının koyduğu
değerlerden ibarettir.T
Yani termometre olmasa da su donar ve kaynar.
Gelelim Ruh denen varlığa.Ruh denen şeyin varlığı termometredeki
gibi herhangi bir ölçüm aletiyle ölçülemez.Uzunluk değildir ki
metreyle, sıcaklık değildir ki termometreyle, hacim değildir ki
litreyle, elektrik enerjisi değildir ki voltmetreyle, akım değildir ki
ampermetreyle, ısı değildir ki kalorimetre kabıyla ölçülsün.
Ama şu çıkarımı yapabilirsiniz.
Ruh denen şey, canlılık özelliği taşıyabilecek olan, biyoloji bilminin
açıklayabileceği canlılık özelliği gösterebilmenin sınırları içinde her
türlü, cismani madde içinde varlığını belli edebilecek tek bir enerji
çeşitidir. Varlığının delili canlılıktır. Canlılık özellik sınırına
çıkıldığında , ruh denen şey, yani enerji, o canlı beden ile ilişkisini
keser. Yani insan algısının dışına çıkar.
Mesela bir ampulün patlaması, telinin kopması nasıl elektrik
enerjisinn ampulde varlığının insan algısı dışına çıkması gibi.
Ya da çok uzun süre çalışan bir vantilatörün ısınıp artık elektrik
enerjisini hareket enerjisine çeviremeyecek olması gibi.
Elektrik enerjisi vardır, lakin bu enerji , kendisini bozuk bir ampulde
ve ya bir vantilatörde kendisini gösteremez.
Örneğin canlılık sadece bu dünya da mı vardır ya da ruh denen şey
sadece bu dünya ve çevresinde midir.
Şöyle basit bir deney yapacağımızı farz edelim.
Örneğin insanoğlu Mars' a gidip orda koloni kurmak için çalışıyor.
Canlılık özelliği sağlanabilecek uygun şartlar ısı , sıcaklık, yapay
atmosfer, basınç, ve benzeri, yani canlılığın teşekkül edebileceği bir
ortam Mars' ta da sağlanabilirse, Ruh diye nitelendirilen enerjisi
Mars'ta da insanoğlunun fark edebileceği hale gelir. Yani yaşama..
Ya da bir tohumu canlılık için uygun şartları sağlayabilecek
Andromeda Galaksisi içinde bir ortamda çimlenmeye bırakırsanız ,
Ruh denen enerji orda kendini belli eder.. Yani tohum canlılık
özelliği taşır.
Özetle Ruh TEKTİR, bu TEKLİK, farklı canlılık özelliği taşıyan
bedenlerde farklı şekilde açığa çıkar.
Kedinin ruhuyla, köğeğin ruhu, tek hücrelilerle çok hücrelilerin,
insanın ruhuyla maymunun ruhu, solucanın ruhuyla yılanın ruhu, çam
ağacının ruhuyla domatesin ruhu AYNI dır.
Ruhun bu canlılık özelliği taşıyan bedenlerde gösterdiği etkiler
farklıdır...
Ölüm denen olay, canlı denen varlığın, canlılık özelliği taşıyabilecek
minimum ve maksimum sınırları ( optimum yaşam seviyesi ) arasına
çıkıldığında Ruh denen enerjinin bulunduğu bedenle irtibatının
kesilmesi olayıdır.
Ruhun varlık belirtisi canlılıktır, sadece ölçülüp sayısal değer
verilecek bir ölçme aracı yoktur. Kim bilir.. Belki ilerde olur...