Kader gerçekten bir alın yazısı mıdır? Yoksa bilinçli ya da bilinçsiz bir seçimin, diğer varlıkların bilinçli ya da bilinçsiz bir seçimine karşılık olması gereken bir sonucu mudur? Kader sadece insanlara özgü olduğu düşünülen bir anlaşış mıdır?
Öncelikle kader sadece insanlara özgü bir anlayış mıdır, sadece insanların kaderi mi söz konusu kainatta?Bu soruya cevap bulalım.
Düşünülmesi gereken doğru düşünce kader sadece insanları kapsayan bir anlayışsa, insan denen varlığın ekstra ne özelliği vardır, yoksa insan, canlı cansız diğer varlıklar gibi sadece bir varlık mıdır?
İnsan sadece diğer varlıklar gibi bir varlıktır. Kendisine bahşedilen şahsına münhasır özelliklerinin dışında insanı diğer varlıklardan ayırt eden bir özellik yoktur. Bu nedenle kader sadece insan denen varlığı değil, kainattaki tüm varlıkları kapsar. Olaya bu zaviyeden bakılmalı.
Bir kaç değişik örnekle açıklayalım.
Kurşun kalem kağıda yazma özelliğine sahiptir. Bu kalemi bir kağıda sürttüğünüzde kağıtta kurşun kalemin izi çıkar. Sürtmediğinizde değil. Bu sürtme olayı ister bir çocuk eliyle, ister yetişkin bir insan eliyle, ister bir ressamın eliyle, ister yazılı kağıdını dolduran bir öğrenci eliyle, ister bir maymunun eliyle olsun ya da ister robotik bir yazıcıyla değişen bir şey olmaz. Kalem kağıda sürtüldüğünde yazar. Çocuğun kullanmasıyla basit bir çöp adam resmi, yetişkin birinin kullanmasıyla bir not, bir ressamın kullanmasıyla bir portre, bir maymunun eliyle olduğunda garip şekiller, robotik bir yazıcıyla olduğunda kendisine programlanan resim olarak kağıda kalemle şekillendirilmek istenen şekil ortaya çıkar. Bir süre sonra haliyle kalemin ucunda bir tükenme, azalma söz konusu olur.
Yani kalem yazma özelliğinden dolayı , kalemi kim ne şekilde kullanırsa kullansın kalemin ucu tükenecektir. Kalemin kimin tarafından kullanıldığı bu sonucu değiştirmez. Değişen şey kalem kullanıldığında, kullanan kişinin özelliklerine göre ortaya çıkan şekil ve çizgilerdir. Burada kalemin kaderi ,temel olarak, bir şekilde kullanıldıktan sonra tükenmektir. Kağıtta ortaya çıkan şekil ve çizgiler de kalemin hareketine , kağıda uygulanan basınca, kalemi tutuş şekline göre değişecektir. Aslında kağıt üzerinde oluşan şekil ve çizgiler, kendinin oluşmasına sebep olan kalemin hareketlerine bağlıdır. Yani oluşan resim ve çizgilerin kaderi sadece kaleme bağlı değildir.
Bu örnekte olduğu gibi, kağıt üzerinde oluşan şekiller, kendini oluşturan etkenlere sadece bir yönüyle değil bir çok yönden bağlıdır. Aynı özellikteki kalem, aynı özellikteki kağıt aynı özellikte kalemin kullanım şekli aynı sonucu doğurur. Özetle bütün sebepler aynıysa oluşan sonuç ta aynıdır. Sebepler benzerse oluşan sonuçlarda benzerlik gösterir.
Ve bunların hepsi kaderdir. Kağıt üzerinde oluşan resim ve çizgiler , o resim ve çizgilerin alın yazısı değildir.
Alın yazısı denen şey aslında bir sebebe karşılık oluşan sonuçtur. Bu örnekte kağıt üzerinde oluşan resim ve şekil kendi iradesi dışında gerçekleşmektedir. Oluşan resim ve şekillerin tercih hakkı yoktur.
İnsan üzerindeki kader etkisindeki tek fark, insanın kendi üzerinden oluşabilecek, diğer canlı cansız varlıklarla olan etkisinden dolayı yaptığı doğru ve ya yanlış tercihlerden kaynaklanır. Ama burada yine sebep sonuç ilişkisi değişmez. İnsan sadece , sonucu ya refleks olarak ve ya düşünerek tahmin edebilir. Ama illa tahminler yüzde yüz gerçekleşecek diye bir şey yoktur. Adı üzerinde tahmin.
Mesela önemli bir matematik yazılısı olan bir öğrenci aşağıdaki davranışları sergileyebilir.
*çocuk çok zeki ve derste öğrendikleri kendisine yetiyorsa, yazılıya çalışmadan girebilir. Yazılı kağıdını ona göre doldurur. Ortalamanın üstünde not alması kaçınılmazdır ve genellikle alır.
*çocuk ortalama bir öğrenciyse yazılıya çalışarak girer ortalamanın üstünde not alır
*çocuk tembel ve çalışmayı sevmiyorsa ortalamanın altında alır.
*çocuk hem çok zeki hem de çalışkansa genel olarak yüze yakın not alır
*çocuk hem çok zeki hem de çok çalışkansa yalnız gelen sorular ortalama sınav sorularından çok daha zorsa yüz alma ihtimali düşer. Muhtemelen de alamaz.
*çocuk ortalama biz zeka ve çalışkanlığa sahipse , öğretmen çocuğun iyi ve ahlaklı davranışlarından dolayı , çocuğun yazılı kağıdına bir kaç puan ekleyebilir, dersten kalacak sınırda bir notun altındaysa geçmesi için notunu yükseltebilir.
*öğretmen yazılı kağıtlarını okurken şayet gerginse, örneğin eşi ile tartıştıysa çocuğun olası en küçük hatasından notunu kırabilir.
*çocuk hem tembel ve çalışmayı sevmiyor ve aynı yazılıyı olan başka bir sınıftan yazılı sorularını aldıysa ortalamanın üstünde not alır.
*çocuk ister tembel ister yaramaz isterse zeki olsun, kasıtlı ve mazeretsiz sınava girmiyorsa muhtemelen sıfır alır.
*çocuk ister tembel ister yaramaz ister zeki olsun, sınav günü hasta olup sınava giremeyip aynı zamanda durumu öğretmene bildirip ya da hastaneden rapor aldığında o sınava girememiş olacak, yalnız ileri bir tarihte girmediği sınavın telafisine girecektir.
*çocuk ister tembel ister yaramaz ister zeki olsun yakalanmadan doğru kişiden kopya çektiğinde muhtemelen ortalamanın üzerinde not alır.
*şayet kopya çektiği öğrenci de tembelse muhtemelen çektiği kopya da doğru cevap içermeyecek ve ortalamanın altında not alacaktır.
*ya da kopya çekerken yakalandığında muhtemelen kağıdı alınacak, ve ya disipline sevk edilecek ya da öğretmenin insafına göre puan kırılarak kağıdı değerlendirilecektir.
*bütün şartlar tamam lakin fotokopi makinaeı bozuksa muhtemelen sınav zamanında yapılamayacaktır.
*bütün şartlar tamam şayet, sınav günü olası bir doğal afette okullar tatil olursa sınav bir süre ertelenecektir.
...
Yukarıda yazıldığı gibi her sebebin, kendine göre olası sonuçları vardır.
İnsan bazılarını kendi tercih eder, bazıları kendi tercihinin dışında kalır, gücü yetmez tahminleri tutmaz.
Velhasıl kelam bunların hepsi bir kaderdir.
Canlı ve ya cansız varlıkların birbirleriyle etkileşimi sonucu ortaya çıkan aslında sebep sonuç ilişkisidir.
Bütün şartlar aynıysa oluşan bütün sonuçlar aynıdır. En ufak bir sebep değişiminde oluşacak sonuç ta değişir. İnsanı baz aldığınızda insanın tercihindeki değişim de ( yani dinen cüzi irade denen tanım ) , insan üzerindeki dışsal etkilerin de en ufak değişimi de ,( yani dinen külli irade denen tanım) oluşacak sonucu değiştirir. Bilinçli ya da bilinçsiz yapılan tercihin, tercih edilim miktarına göre oluşan sonuç ta değişir.
Çok basit bir örnekle, duran bir aracın direksiyonunu sola çevirdiğinizde araç sola doğru gitmez. Çünkü araç duruyordur.
Giden bir aracın direksiyonunu hafif bir şekilde sola çevirirseniz araç ta hafif bir şekilde sola doğru ilerler.
Giden bir aracın direksiyonunu daha fazla sola doğru çevirirseniz araç ta daha fazla sola doğru ilerler.
Hızlı giden bir aracın direksiyonunu aniden sola doğru çevirdiğinizde araç ta muhtemelen takla atar.
Halk arasında anlaşıldığı üzere alın yazısı , yani aslında net olarak yazılmış ve insanların bir şekilde uymak zorunda oldukları yazılı bir kader anlayışı yoktur.
Net olarak yazılan şudur, yani kainat bu kurulu kanunlar üzerine ilerler. İster bilinçli bir tercih yapın ister yapmayın.
Her sebebin bir sonucu vardır. Aynı sebepler aynı sonucu, benzer sebepler benzer sonuçları doğurur.
Gelelim Allah'n bilmesi olayına.
Bu da basit bir örnekle açıklanmak gerekirse, yazılımı yapan mühendis, yazılımda hangi kodun ne işe yaradığını, ne sonuç doğuracağını bilir.
Burada bahsedilen mühendis sadece oturup bilgisayar başında kodlama yapan insansı bir varlık değildir.
Mühendisler üstü mühendistir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder