İNSAN

Bazı insanların deniz feneri bilim, bazılarının deniz feneri dindir. Bilimi rehber edinenler ve dini rehber edinenler arasında genel olarak bir tartışma vardır. Özellikle ilk insanın beden bulması konusunda.
Dini rehber edinenlerin kabul ettikleri yargı ilk insanın Hz. Adem olduğu topraktan yaratıldığı, Allah'ın yarattığıdır. İlk insan  Allah tarafından çamurdan yoğrulmuş insan şeklini almış, sonra Allah ona kendi ruhundan üflemiştir. İlk peygamberdir. Allah'ın varlığını zaten kabul ettiklerinden genel anlamda başka bir arayış içine girmezler. Hz. Ademi Allah yaratmıştır. O kadar...
Bilimi rehber edinenlerin araştırmalar fosiller, ve teoriler sonucunda buldukları ve inandıkları ilk insan kavramı, insanın belirli basamaklarda değişerek bugüne geldiğidir. İlk insanın primatlar takımının, insansı maymunlar familyasının homo cinsinde bulunan ve adına da bilimsel olarak Homo Sapiens denilen canlı türü olduğuna inanırlar.
Neden inanırlar diyorum. Çünkü bilim ve ya dini olarak bizzat şahsen ilk insanın oluşumunu kendileri görmemiş, ilk insana dokunmamış, ilk insanın sesini duyamışlardır. Her iki kesim de kendi elindeki verilerin doğru olduğunu kabul ederler...Her iki kesim için de ilk insanın oluşumu konusunda kesin olarak kanıt yoktur. Bilimsel olarak elde edilen veriler evrim teorisine ( yani eldeki bazı kanıtlarla , doğru olabileceği öngörülen fikirlerdir ) göre ilk insanın nasıl vücuda geldiğinin açıklaması yapılmaktadır. Kesin olarak doğru ve ya kesin olarak yanlış denemez.

Peki olayı nasıl anlamak gerekiyor. İlk insan nasıl vücuda gelmiştir? Dini olarak Allah çamuru eline almış bir insan şekli vermiş sonra da içine ruhunu üflemiş ve canlanmıştır, bilimsel olarak ortaya atılan ilk olarak canlılık olayının denizde oluşan ilk hücreden başlayıp zamanla ihtiyaçlar halinde değişerek, gelişerek bugünkü şeklini almıştır.

Peki bunun fikri olarak tartışmasının yapılması ne kadar mantıklı?
Bu konuyu anlamda tarışmanın bir manası yok hatta gereksiz. Bunu tartışmanın gereksizliği elma mı daha faydalı, yoksa elma yemek mi insana daha fazla haz verir tartışmasından öteye gitmez. Her ikisi de kendi içinde değerlendirilir. Haz almak maddi el ile tutulan gözle görülen bir şey değil dir ki elma denen maddesel bir yapı ile karşılaştırılsın....

Sonuç ne o zaman? Şu.

İnsan denen varlık vardır. İlk insan denen varlık vardır. Bilimin görevi ilk insanın nasıl teşekkül ettiğini araştırarak sonuca ulaşmak, dinin görevi insanoğlunun var oluş sebebini açıklamaktır.

İlk insan ister Hz Adem deyin, ister Homo Spaiens, ister pat diye insan şekli meydana gelsin, ister inanışa göre Allah bi şekilde eliyle çamura insan şeklini verip ruh üflesin, ister belirli aşamalardan geçerek ( örneğin evrim ) bugünkü halini alsın bu neyi değiştirir? İnsan vardır. Diğer canlılardan farklı olarak aklı olan, aklını kullanabilen, dik durabilen, makineler yapabilen, geçmişi ve geleceği düşünebilen, kelimeler kullanarak ve ya beden dilini kullanarak konuşabilen maddesel ve   aynı zamanda sevgi,aşk, öfke, kıskançlık, hayal etme gibi bir sürü maddesel olmayan bir varlık var.

İNSAN...

Bilmin görevi çeşitli araştırmalar yapıp nasıl bu hale geldiğini bulmak, dinin görevi insan denen varlığın varoluş sebebini açıklamaktır. Burada yapılması gereken benim dedim doğrudur şeklinde yaklaşım yerine karşılıklı olarak birbirlerini dinlemek, söylenenler üzerinde düşünmektir. Direk olarak red etmek değil.

Bugüne kadar tespit edilen kainat kurallarına göre kainat düzeni sebep sonuç ilişkisine göre ilerler.

İlk insan ister Hz. Adem deyin, ister Homo Spaiens deyin belirlenen bu kurallar dahilinde teşekkül etmiştir.

Lakin ilk insanın vücuda gelmesine sebep olan bir güç vardır. İster sebepler dairesinde olur ister sebepler olmadan. Sebepleri ortaya koyan güç sepebleri ortadan kaldırabilir.
Mutlak güç yalnızca O 'na aittir..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder